Turkish | English |
---|---|
sığmak | fit into |
sığmak | squeeze |
Turkish Meaning |
---|
1. Bir kaba, bir yere bütünüyle girebilmek veya içinden geçebilmek: "Bugünkü ufacık beldenin altında dünyaya güç sığmış bir tarih gömülü."- R. H. Karay. "Bir tavla zarı kadar küçücük eve / Bir kadın iki çocuk nasıl sığar?"- B. R. Eyuboğlu. 2. mecaz Uygun olmak: "Kin başka, aşk başkadır, kızım! Muhabbete cinayet sığmaz."- Ö. Seyfettin. |