Turkish | English |
---|---|
püskürtme | spraying |
püskürtme | injection |
püskürtme | repelling |
püskürtme | repulse |
püskürtme | belching |
püskürtme | vomit |
püskürtme | eructing |
püskürtme | spreading |
Turkish Meaning |
---|
1. Püskürtmek işi. 2. Sulu boya püskürterek çeşitli tonlarda yüzeyler elde etme tekniği veya bu teknikle yapılmış resim. 3. sıfat Püskürtülerek yapılmış. 4. sıfat Sıçramış, fırlamış: "Kızın ipek çorapları püskürtme çamur içinde kalmıştı."- H. Taner. |