Brand

Select Language
Turkish English
dürüm roll
dürüm fold
dürüm pleat
durum state
durum condition
durum case
durum situation
durum circumstance
durum position
durum status
durum attitude
durum score
durum occasion
durum state of affairs
durum ball game
durum conjuncture
durum context
durum estate
durum event
durum fact
durum fettle
durum footing
durum instance
durum lay
durum lie
durum pass
durum plight
durum posture
durum repair
durum set
durum capacity
durum conditions
durum frame of mind
durum layup
durum matter
durum mode
durum order
durum point
durum predicament
durum set-up
durum shape
durum showing
durum situs
durum stance
durum stand
durum state, status
durum things
durum trim
durum way
Turkish Meaning
1. Bir zaman kesiti içinde bir şeyi belirleyen şartların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon: "Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilâttan pek memnun kaldı."- R. N. Güntekin. 2. Duruş biçimi, konum. 3. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. 4. gramer İsim soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.
1. Dürme, silindir biçiminde kıvırma. 2. halk ağzında Yufka ekmeğinin, içine türlü katıklar konulan sarılmış biçimi.
 
English - Wordnet 3.0

NOUN (1)

1. wheat with hard dark-colored kernels high in gluten and used for bread and pasta; grown especially in southern Russia, North Africa, and northern central North America;
[syn: durum, durum wheat, hard wheat, Triticum durum, Triticum turgidum, macaroni wheat]